Belediye’nin
geceleri çöpleri toplaması güzel bir şey. Hatta, çöplerin kapı önüne
konulmasının belli bir saatinin olması daha da güzel. Böylece sokakta çirkin
görüntüler ve pis kokular yayılmamış olacaktı. Ama öte yandan bu çöpler
sayesinde karınlarını doyuran sokak hayvanların aç kalmış olması veya aç
bırakılmış olması doğru muydu? Biz, kışın ormanda yaşayan hayvanların aç
kalmaması için vakıf kurmuş bir ulusun torunu olarak yaşadığımız mahallelerdeki
hayvanların açlık çığlıklarına daha ne kadar kulaklarımızı tıkayacağız.
Belediyelerimizden
sosyal duyarlık olarak bu tür hayvanları da düşünmelerini ve onlar için belli
yerlere yiyecek bırakmalarını istiyoruz.
Sokak
hayvanları, sokaklarımızın bir anlamda süsü. Belediyelerin bu hayvanları
öldürmek yerine ilgilenmeleri gerekmiyor mu? Bezen görüyorum sokak köpeklerin,
başı boş köpeklerin zabıtalar tarafından öldürüldüklerini. Belediyeler hangi
yetki ile bunları öldürüyorlar. (Yanlış anlamayın. Yasal anlamdaki yetkiden
bahsetmiyorum. Yasalar bu yetkiyi veriyor çünkü) Onların yaratıcıları kendileri
mi ki yok edicileri de kendileri oluyor. Onlarla mücadele etmenin farklı bir
yolunu bulamazlar mı? Daha medeni bir yol. Örneğin öncelikle bu sokak
hayvanlarının (özellikle kedi ve köpek) kısırlaştırılmaları ve barınaklara
yerleştirilmeleri gibi…
Yok
etmek en kolay yol. Ama onları yok ettiği için doğabilecek manevi vebal,
öldürenden belediye başkanına kadar çıkmaz mı? Hani nerede “Fıratın kıyısında
bir kuzu kurt kaparsa ruzi mahşerde Ömer’den hesabını sorar” diyen geleneğimiz…
Belediye başkanlığı sadece mahallemizdeki insanlarla ilgilenmek değil,
mahallemizde yaşayan diğer canlılarla da ilgilenmektir. Tabiatı ve içindekileri
korumaktır. Çevre bilincini geliştirmektir. Cübbesinin üzerinde yatan kediyi
uyandırmamak için o kısmı makasla kesen bir peygamberin ümmeti olarak sokak
hayvanlarını öldürme ve açlığa mahküm etmek bize yaraşıyor mu?
Belediye Başkanlarımızdan ve tüm
yerel yöneticilerimizden bu konuda daha duyarlı olmalarını istiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder