25 Mayıs 2013 Cumartesi

Öğretmenlere Tam Gün

            Öğretmenlik rahat bir meslek gibi gözüküyordu devlet memurlukları içinde. Dersini ver, ardından istediğin yere git. Ama yeni Bakanla birlikte artık bu durum sona erecek gibi. Bundan sonra öğretmenler de diğer devlet memurları gibi tam gün sistemine geçecekler. Şu anda sadece Kırıkkale’de pilot uygulama olarak sürdürülmekte olan bu proje önümüzdeki dönemde tüm Türkiye’de uygulanması hedeflenmektedir.   Sistemle, öğretmenler de diğer memurlar gibi sabah – akşam mesaisine tabi olacaklardır.

            Sisteme öğretmenler karşı olsalar da, sistem Türk eğitimi açısından büyük yararlar sağlamaktadır. Devlet elindeki öğretmenden maksimum ölçüde yararlanmış olacak ayrıca, okullarda öğretmen açığı sorunu da ortadan kalkacaktır. Öğretmenler, sürekli okulda bulunacaklardan öğrencilerle daha yakından ilgilenecekler, sorusu olan öğrencilerin sorusunu çözebilecektir.

            Günümüzde Milli Eğitim’de çalışan öğretmenlerin çoğunun kendilerini yetiştirmedikleri gözlenmektedir. Hatta bir çok öğretmenler, dersten çıkar çıkmaz öğretmen evlerine koşmakta, burada okey (benzeri kahve oyunları) oynamakta, zamanlarını boş geçirmektedirler. Bu durum, ülkemiz için kaynak israfından başka bir şey değildir. Ama öğretmenler, tam gün çalıştıklarında hem bu tür alışkanlıklara ayıracak vakit bulamayacak ve hem de öğrencilerine daha fazla zaman ayırabileceklerdir.

            Öğretmenlerimiz, sırtlarını devlete yaslamanın dayanılmaz hafifliğini yaşamaktadırlar. Halbuki özel sektörde çalışan meslektaşları tam gün çalıştığı gibi, hafta sonları da ek dersler yapmakta, sektörde ayakta kalabilmek için çok çaba sarf etmektedir. Özel sektörde bir öğretmen ortalama 40 saat derse girerken devlet okullarında (sınıf öğretmenleri) hariç ortalama 18-20 saat derse girmekte, farzla giren öğretmen de ek ders ücreti almaktadır. Bu nedenle devlet öğretmenlerinin yeni uygulamadan şikayetçi olmaması gerekmektedir. Çünkü serbest piyasada zaten bu uygulamanın daha fazlası yıllardır sürdürülmektedir. Üstelik, piyasaya ayak uyduramayan öğretmenin gözünün yaşına bakılmamaktadır.

            Bakanlığın bu yeni uygulaması, eğitimdeki kaliteyi artıracağı gibi, öğretmenlerimizin de çocuklara daha fazla zaman ayırmasına yol açacaktır. Ama sistemin eksik yönleri de bulunmaktadır. Bu eksik yönünün başında, tam gün okulda kalan öğretmenin ne yapacağıdır. Dersini sabahtan bitirmiş olan bir öğretmen akşama kadar okulda aylak aylak mı dolaşacaktır. Onlardan daha verimli yararlanmak için neler yapılmıştır. Şu anda gözlemlediğimiz kadarıyla herhangi bir çalışma yapılmadığıdır. Ben, bu öğretmenler için şu önerilerde bulunuyorum:

  1. Öğretmenlerin alan ve pedagojik bilgilerinin geliştirilmesi için eğitime tabi tutulmaları: Özellikle öğretmenlerimiz kitap okumuyorlar. Onlara kitap okuma zorunluluğu getirildiği, alanları ile ilgili bilgilerde yetiştirilmeleri ve alan bilgisinin geliştirilmesi sağlanabilir. Ayrıca yeni pedagojik yaklaşımlar ve kuramlar öğretilebilir.
  2. Öğrenicilerle etüt dersleri ve ek dersler ayarlanabilinir. Öğretmenler, normal dersin dışında ek dersler ve etüt dersler verebilecekleri gibi, birebir ders sistemi ile de özellikle rehber öğretmenin yönlendirilmesiyle başarsız öğrenciyle ekstra ilgilenebilirler.
  3. Okullar da tam gün eğitime geçebilir, ders saatlerini artırabilirler.
  4. Ödev çözme saatleri konulabilinir. Bu saatlerde öğretmenlerinin başkanlığında o günkü ödevler yapılabilinir. Böylece ders, okulda öğrenmiş olunur.
  5. Test çözme ve sınavlara hazırlık eğitimi verilebilinir.

 

Tam gün eğitim, eğitim hayatımızda önemli bir çığır açabilir. Ama bunun içi doldurulmalı, öğretmenlerin okulda kalışları bir işkenceye ve kendi aralarında kavgaya dönüşmemelidir. Tam gün eğitim, sadece branş öğretmenleri için değil, sınıf öğretmenleri için de geçerli olmalıdır. Sınıf öğretmenleri, kendi sınıfının öğrencileriyle daha çok ilgilenebilmeli, eve ödev verme yerine ödev çözme seansları  ve dersleri ile ödevleri okulda çözmelidir.

Ülkemizin eğitim sorunları çok. Ama aslında bu sorunlar yakından incelendiğinde büyük sorunlar olmadığı, sadece eğitim sektörünün ilgisizlikten ve başıboş bırakılmışlığından kaynaklandığını görmekteyiz. Eğitimi hayatımızın temeline alıp, sorunları tek tek tespit edip çözebiliriz.

İbrahim Halil ER
milat gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder