26 Mayıs 2013 Pazar

l. Dünya Savaşında Almanların Osmanlı’yı Kullanmaları

Osmanlı devleti l. Dünya savaşına ittifak grubundan ve Almanya’nın yanında katıldı. Önceleri, Osmanlı devleti savaşa katılmak istemedi. Tarafsızlığını ilan etti. Fakat Almanların baskısı üzerine özellikle İttihat ve Terakki Partisi’nin baskısı sonucu savaşa katıldı.

 Osmanlı Alman ilişkisi 1718 Pasarofça antlaşması ile başlamıştır. Fakat Almanlarla ilişkilerin asıl gelişmesi 1878 Berlin antlaşması sırasında oldu. Ev sahibi Almanya, burada Osmanlı devletini destekledi. Bu olay, iki devletin birbirleriyle yakınlaşmasına yol açtı. 2. Abdülhamit, Avrupalı devletler arasındaki rekabetten yararlanarak bir denge politikası oluşturmaya çalışmıştı. Özellikle Almanların anti İngiliz tavırlarından yararlanmaya çalıştı. Hatta ilişkiler daha da geliştirilerek Bağdat demir yolların ihalesi Almanlara verildi. Bu ticari ilişki, Almanlarla ilişkilerin gelişmesine yaradı fakat İngilizlerin tepkisine neden oldu. Çünkü, Almanlar İngilizlerin yayılma alanlarına doğru sarkıyordu.

 l. dünya savaşında Osmanlı orduları komutanlıklarına Almanlar getirildi. Bu durum aslında Osmanlı için bir yıkım oldu. Çünkü Almanlar, Osmanlı’nın kazanıp kaybetmesi ile ilgilenmiyor, hatta Osmanlıların doğuda yenilmesini veya zayıflamasını arzu ediyorlardı. Çünkü zayıf bir Osmanlı Almanların egemenliğine girmesi demektir. Bu konuda Avusturya-Macaristan İmparatoruluğu’nun İstanbul’daki o zamanki askeri ateşesi Joseph Pomiankowiski hatıralarında şunları söylemektedir. “Mareşal Liman ile Baron Wangenheim, Berlin’den aldıkları emirleri uyguluyorlar ve herhangi bir itirazda bulunmaya cesaret edemiyorlardı”  Joshp Pomiankowiski Almanların savaş politikasını şu şekilde özetler: “Alman savaş planlarnın en önemlisi, Berlin-Bağdat demiryollarının açılması ve oradan Hindistan’a ulaşılmasıydı. Bunun için zayıf bir Türkiye gerekiyordu. Türkiye’nin mağlubiyeti ve zayiatı, Alan politikasının ekmeğine yağ sürerdi. Yalnız bu arada şunu da belirtmek gerekir ki, bunlar Avrupadaki harbin seyrini etkileyebilecek durumda değildi. Hele Çanakkale Boğazı’ndaki duruma hiç tesir etmezdi. Buna mukabil doğudaki yenilgiler, Türkiye’nin Almanya’ya olan bağımlılığını artırır ve böylece de Alman kuvvetlerinin Türkiye’ye yaklaşmasına sebep olurdu.” [1]

Hatta Çanakkale savaşının uzamasının temel nedeni de bu Alman politikasıdır. Çanakkale savaşı komutanı General Liman von Sanders savaşı uzatmış ve bu savaşı Almanya’nın Avrupa’ki durumuna göre ayarlamıştı. Hatta, Alman genel kurmayı bu konuda Liman’ı sürekli sıkıştırıyordu. Hatta, onun davranışlarını gözetlemek için Von Lassow adlı bir kurmay Albayı’nı görevlendirmişti. Çanakkele savaşının uzaması Almanyı için hayati öneme sahipti. Çünkü bütün itilaf devletleri boğazlardan geçmek için buraya yüklendiğinden Almanya Avrupa’da rahat nefes almaştı. Eğer bu cephe kapanırsa, Avrupalı devletler Almanya’nın üzerine yükleneceklerdi. Bundan dolayı, savaşın uzaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Hatta, Liman paşa düşmanın Saros körfezinden çıkarma yapacak diye asekerleri oraya kaydırıyor veya gündüz gözünde Türk askerlerini düşman üzerine plansız programsız bir şekilde göndererek ağır kayıplar vermemizi sağlıyordu. Kendisine karşı çıkan Albay Halil Sami Bey ve Albay Fevzi Bey’i görevden alıyordu. [2]

Yine aynı mantık çerçevesinde Irak cephesine bakabiliriz. Burada Kutul Amara denilen yerde Osmanlı Ordusu büyük bir başarı elde etti ve ll.ooo. İngiliz asekerini komutanlarıyla birlikte esir aldı. Fakat Almanların Hindistan’a ulaşma hırsı yüzünden bölgede bulunan bu tecrübeli birlikter İran üzerinden Hindistan’a gönderildi. Bu durumda ırak savunmasız kaldığından İngilizlerin ikinci bir taaruzu sonucu ırak ve Bağdat düştü.

Kafkas harekatı da aynı şekilde Almanların sıkıştırması sonucu başarsızlığa uğradık. Alamanlar, Orta Avrupada İngiliz, Fransız ve Rus kıskacından kurtulmak için Osmanları Ruslara karşı yönlendirdi. Almanların sıkıştırması sonucu doğru düzgün hazırlanmayan Osmanlı ordusu Aralık ayında Sarıkamış’tan Kafkasya ya hareket etti. Mevsim savaşa uygun olmaması ve kış olması nedeniyle 90.000 askerimiz sarıkamışta donarak şehit düştüler. Fakat bu durum Almanların hiç umurunda değildi. Onlar, sadece kendilerini kurtarmak istiyorlardı. Onların yönlendirmesi sonucu biz Almanları doğu yönünde rahatlattık ama biz büyük kayıplar verdik.

Kanal cephesi de yine Almanların isteği üzerine açıldı. Almanlar, İngiliz baskısından kurtulmak ve İngilizlerin dikkatini sömürgelerine çekmek ve ayrıca, İngilizlerin Hindistan sömürge yollarının denetimini ele geçirmek amacıyla Osmanlı Ordusunu Mısır üzerine sevk ettiler. Sonuç hüsranla bittiği gibi, İngilizler Osmanlı Ordusunu takip ettiler. Hicaz, Filistin, Suriye elimizden çıktı.

Görüldüğü gibi l. Dünya savaşına Osmanlılar Almanların bir oyunu neticesinde girmiş olmalarına rağmen, yine onların emperyal çıkarları uğruna yenilgiye sürülmüşlerdi. Bu da bir ülkesinin ordusunun komutanlığının yabancılara verilmesinin sakıncalarıdır.

 

 

İbrahim Halil Er
milli gazete


[1] Joseph, Pomiankowiski. Osmanlı İmparatoruğu’nun Çüküşü, Çev. Kemal Turan, Kayıhan Yy., İst., 1990, s.90-91
 
[2] Avcı, Sinan, Tarih ve Medeniyet dergisi. Sayı, 60 Mart 1999

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder