25 Mayıs 2013 Cumartesi

PEYGAMBERİMİZ VE DANTE

            Edebiyatla uğraşan herkesin bildiği önemli bir eserdir Dante’nin ilahi komedyası.  Cehennem, Araf ve Cennet olmak üzere üç ciltten oluşmaktadır. İlahi Komedya’nın ilki olan Cehennem kitabında cehenneme yapılan yolculuğu anlatmaktadır. Burada, cehennemin çeşitli tasvirleri yapıldığı gibi, cehennemin katları ve her katın kendine ait cezası da uzun uzun tasvirlerle anlatılmaktadır.  

            Batı’da özellikle cehenneme yolculuk hikayelerinin tarihi çok eskiye kadar gider. Özellikle Homeros’un eserlerinde de bu görülür. Fakat bütün bu cehennem tasvirleri çok cılız ve silik kalmıştır. Hatta Tevrat ve İncil’de bile bu konuda yeterli tasvirler bulunmaz. Batı muhayyilesi cehennemi anlatmaktan aciz kalmıştır. Hayal dünyası burada yok olmuştur. İşte Dante’nin batıya kazandırdığı en büyük hayal dünyası, kamil cehennem tasviri olmuştur. Bu cehennem tasviridir ki günümüz film ve roman sektörüne derinlik kazandırmıştır.

Dante, siyasi açıdan iktidarı kaybetmiş ve Floransa’dan sürüldüğünde kendine yeni bir dünya yarattı. Kendi yarattığı cehenneme tüm sevmediklerini atarak bir nevi intikam aldı.. Eser, bugün kullanılan İtalyanca ile yazıldığı gibi, İtalyanca açısından da önemlidir. İtalyanca’nın gelişmesini sağlamıştır.

            Dante’nin eseri incelendiğinde, özellikle cehennem tasviri konusunda Peygamberimizin hadislerinden esinlendiğini anlamaktayız. Peygamberimizin, çok açık bir biçimde cennet ve cehennem tasvirleri yaptığı hadisler ve miraç olayı bilinmektedir. Peygamber, bazen de bu konuda gördüğü rüyaları ashaba anlatmaktadır. Ayrıca, Miraç olayı da başlı başına büyük bir olay olup, İlahi Komedya’nın buradan da ilham aldığı görülmektedir. Miraç ile ilgili İbn-i Arabi’nin kitabından etkilendiği gibi, cehennem tasviri de Ebul Ala’nın Risalat’ında aynen bulunmaktadır. Dante’nin Cehennem tasviri, tıpkı Peygamberin anlatımına benzer. Mimari tasvirler vardır. Her katta verilen cezalar başkadır. Aşağı inildikçe cezaların şiddeti artmaktadır. Büyük suçlar, cehennemin alt tabakasındadır. Her katın mimarisi de kendine uygun cezaya göre değişmektedir. Kan akan nehir tasviri, ilahi komedyada da yapılmaktadır.

            Cennet tasvirinde de Peygambere Cebrail eşlik ederken, Dante’ye de ölümsüz aşkı Beatrice eşlik etmektedir. Yolculuğun sonunda Peygamber Sidretülmünteha’ya ulaşıp, Rab’le görüşürken, Dante’de de aynı süreç gerçekleşir.

Ayrıca Araf kavramı Hıristiyanlıkta olmayıp, İslam dinine özgüdür. Dante’nin yazdığı ilahi komedyanın ikinci kitabı olan Araf eseri de Hıristiyan kültürüne ve dinine böyle bir olgunun girmesine yol açtı. İşte Dante, eserinin ilham kaynağı olarak bu bilgileri kullanmıştır. Dante’nin İslami kaynakları kullanarak eserini yazdığını ilk ortaya atan Palacinos isimli oryantalistir. 1919 yılında eserini yayınlar. 1943 yılında genişleterek tekrar basar. Onun eseri, Avrupa edebiyat ve fikir dünyasında büyük tartışmalara yol açar. Bu durum, İlahi Komedya’nın sanıldığı gibi özgün olmadığını gösterse’de tabiî ki “ilahi komedya”nın edebi değerini düşürmez. Ayrıca, ilahi komedya’nın İtalyanca açısından önemini de küçültmez. Ama, İslamın batı zihin dünyasını sanılanın çok ötesinde etkilediğini de gösterir.

Dante, İslami kaynakları ve Peygamberin hadislerini bu kadar hoyratça kullanıp, sahiplenirken bir şükran göstermesi gerekmez miydi? Nerde, bilakis cehennem adlı kitabının 28 kantosunda (cehenemin 8. katında) Peygamberimizi ve hz. Ali’yi koyacaktır. Bu da batılıların teşekkür biçimi. Kimden ne bekliyoruz ki…

 

 

İbrahim Halil ER
milli gazete

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder